Zayıflama İlaçlarının Zararları
Hızlı bir şekilde ve kolayca kilo kaybetme isteği birçok kişiyi henüz yeterli araştırma ve değerlendirme yapılmamış zayıflama haplarına yönlendiriyor. Bir zayıflama hapını kullanmaya veya zayıflama haplarından hangisini kullanacağınıza karar vermeden önce, ilaçların yan etkilerini de dikkate almak gerekir.Zayıflama hapları özellikle internet reklamları sayesinde sürekli artan bir popülerliğe sahip.1990’ların başında, internet bu kadar yaygın değilken, zayıflama hapı üreticileri, zayıflama haplarını pazarlamak için TV reklamlarını kullanıyorlardı. Günümüzde, zayıflama haplarının pazarlanmasındaki bu değişimle, kısa zamanda sizleri forma sokma sözüyle her geçen gün daha fazla ürün piyasaya çıkıyor. Peki verdikleri bu söz sağlığınızı, daha da önemlisi hayatınızır iske atmaya değer mi?
Zayıflama haplarının içeriğinde vücuda zararlı maddeler ve zamanla vücudun içinde yavaşça etkiyen zehirler vardır. Bu zararlı maddelerin vücuda alınması iyiden çok kötü sonuçlar verir. Bağırsak düğümlenmesi, iştah kaybı,uyuyamama gibi şikayetler daha çok zayıflama hapı kullanan bireylerde görülür.
Neredeyse tüm zayıflama haplarında bulunan bu yan etkiler sebebiyle, insanlar zayıflama hapı kullanmaktan vazgeçiyorlar. Siz hayatınızı sorununuza çözüm olacağına yanlış bir şekilde inandığınız bir çözüm için tehlikeye atar mısınız?
Vücuttaki kalorileriy akmak için en iyi çözüm beslenmeye dikkat etmek ve egzersiz yapmaktır. Düzenli olarak egzersiz yapmak aynı zamanda dayanıklılığı da arttırır. Hem de hiçbir yan etki, ilaç kullanımı ve zehir olmadan!
Zayıflama İlaçlarının Zararları Nelerdir?
Farmakognozi ve Fitoterapi Derneği üyesi ve Mikro-Gen Ar-Ge Direktörü Dr. Özgür Göknel,Uzakdoğu’dan gelen zayıflama tabletlerinin içinde tiroit bezi ekstrelerine,kalp krizine yol açabilen sibutramin maddesine, ölüme yol açtığı için ABD’de yasaklanan amfetamine rastlandığını söyledi.
Göknel, yaptığı açıklamada, geçen haftalarda afrodizyak olarak satılan beş bitkisel tabletin Sağlık Bakanlığınca yasaklandığını, bu beş tablette de Sağlık Bakanlığı onayının olmadığını belirtti.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onayının, Sağlık Bakanlığı onayı anlamına gelmediğini ve halk arasında yanlış anlaşılan bu durumun hayli suiistimal edildiğine dikkat çekti..
Amerika’dan ithal edilen gıda takviyesi ürünlerinin tanıtım broşürlerinde “FDA’dan onaylıdır”ibaresinin yer aldığını, bu ibarelerin yalnızca bir aldatmaca olduğunu savunan Göknel, şunları kaydetti: “FDA, gıda olarak kabul ettiği ve mutlak koşulda hiçbir yan etki, toksisite oluşturmayarak bütünüyle güvenli maddelerin listelerini yayınlar ve üretici firmalar pazara çıkaracakları ürünün içeriğini FDA’ya internet üstünden iletir iletmez pazara gıda takviyesi olarak verir.FDA, bunların vücuttaki toksisite dışında hiçbir etkisi ile ilgilenmez yani bir ilaçtaki gibi araştırmaz ve incelemez. Çünkü bu ürünlerin ekmek, meyve suyu yada bisküviden bir farkı yoktur. Ülkemiz ve pek çok Avrupa Birliği (AB) ülkesi için de bu aynı şekildedir. Ancak AB ülkelerinde, İngiltere’de ve Türkiye’debitkisel preparatlar Sağlık Bakanlığından da izin alabilmektedir.
Ancak bu oldukça güç,zor ve zahmetli bir prosedürdür ve hem ileri teknoloji hem de yüksek bir bilimsel yeterlilik gerektirir. Örneğin deve dikeni, karaciğer hastalıklarında ilaç olarak kullanılan çok faydalı doğal bir bitkidir. Deve dikeni ekstresinden yapılan tabletler, eczanelerde bol miktarda bulunmaktadır. Ancak bunlardan biri hariç diğerleri gıda takviyesidir. İlaç üretim prosedürüne göre üretilmemektedir.”
-SAĞLIK BAKANLIĞI ONAYININ ÖNEMİ-
Göknel, Sağlık Bakanlığından bitkisel tabletler için onay alırken bu farmasötiklerin ne için kullanılacağı, hangi hastalıkların tedavisinde etkili olacağı, ne süre kullanılabileceği, yan etkileri var ise toksisitesine ait bilgilerin Sağlık Bakanlığı ile üretici firmanın birlikte çalışması sonucu ortaya çıkan kullanım kılavuzlarında belirtildiğini söyledi.Göknel, zayıflama tabletlerinin günümüzde en çok suiistimal edilen durum olduğunu söyledi.İthalat yapan pek çok firmanın birtakım bitkisel gıda takviyelerini“zayıflatır” sloganı ile ya da bunu net bir şekilde ifade edemese de “kilo kaybı sağlar” gibi cümlelerle pazarladığına dikkati çeken Göknel, “Zayıflama vücuttan doku kaybıdır. Hiçbir doğal ya da bitkisel madde, çok hızlı birşekilde kilo kaybı oluşturamaz. Eğer böyle bir kayıp sağlıyorlarsa o zaman o kayıp böbreklerden, karaciğerden ya da diğer önemli organlardan da olabilir.Bunun olmayacağını kimse garanti edemez” diye konuştu.
-UZAKDOĞU’DAN GELEN ZAYIFLAMA ÜRÜNLERİ-
Uzakdoğu’dan gelen zayıflama ürünlerinin ölüme yol açabildiğine dikkati çeken Göknel, “Birkaç ay önce medyada gördüğümüz haberlerdeki hapın ölüme yol açması buna bir örnek teşkil etmektedir” dedi. Hongkong’da yapılan bir çalışmada, bitkisel ve doğal diye satılan zayıflama tabletleri içinde bulunan bileşiklerin, çok özel metotlar kullanılarak araştırıldığını anlatan Göknel, şöyle konuştu:“Uzakdoğu’dan gelen tabletlerin içinde tiroid bezi ekstrelerine, sadece doktor kontrolünde kullanılmasına izin verilen ve kalp krizine yol açabilen ve bu nedenle tüm Avrupa’da ve daha sonra da ülkemizde eczanelerden satışı yasaklanan sibutramin maddesine ya da bunun türevi olan n-desmetilsibutramin ven-bisdesmetilsibutramin maddelerine, ölüme yol açtığı için ABD’de yasaklanan amfetamin ve bunun türevleri metamfetamine rastlanmıştır. Ayrıca karaciğeri bozan n-nitrosofenfluramin, fluramine de görülmüştür.
Bu maddeler kalp krizi ve karaciğer, böbrek yetmezliği gibi ölüme yol açan pek çok toksisiteye neden olmaktadır ve işin çok daha kötü yanı bu maddeler, laboratuvarlarda saptanamayabilmektedir. Bunların varlığının gösterilmesi için çok mükemmel teknoloji kullanan laboratuvarlara, çok iyi yetişmiş teknik personele ve bu konuda uzmanlaşmış olmaya ihtiyaç vardır.
-TÜRKİYE’DEKİ DURUM-
Göknel, Türkiye’de bir kaç tane Sağlık Bakanlığı onaylı obezite ve obeziteye bağlı ortaya çıkan metabolik sendrom tedavisinde kullanılacak ya da doğrudan zayıflatan bitkisel preparat bulunduğunu belirtti.
Bu preparatların,Sağlık Bakanlığı onaylı kullanım kılavuzlarında ne için kullanıldığının net birşekilde yazdığını ifade eden Göknel, “Sentetik kimyasalları içeren zayıflama haplarının ise çok yakın doktor kontrolü olmadan kullanılması yasaktır. Dahası, artık sentetik bir kimyasal olan sibutramin ihtiva eden zayıflama ilacı yasaklanmıştır. Tablet ya da kapsül formunda olan ve haftada iki üç verdiren ya da verdirdiği söylenen, eskilerin tabiri ile davul tozu minare gölgesi gibi sekiz dokuz bitkisel maddeyi birden içeren ve Sağlık Bakanlığı onayı olmayan tablet ya da kapsüller, aslında hastalıklara ya da ölüme yol açabilecek sorunlara davetiye çıkarmaktadır” diye konuştu.
Kilo vermenin zor,zahmetli ve yorucu olduğuna dikkati çeken Göknel, “Özellikle diyete çok dikkat etmek, olabildiğince egzersiz yapmak mutlak gereklidir. ” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder