Obezitenin dünya genelini tehdit eden sağlık sorunu haline geldiğini belirten Fakılı, 'Obezite, birçok dünya ülkesinde hızla yayılan bir sağlık sorunu. 6.6 milyar olan dünya nüfusunun 2008 yılında yapılan araştırmaya göre obez bireylerin sayısı 400 milyona, fazla kilolu bireylerin sayısı ise 1.6 milyara ulaşmıştır. 2015 yılında obez bireylerin sayısının 700 milyona, fazla kilolu bireylerin sayısının ise 2.3 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu öngörü dünyayı çok ciddi tehdit etmektedir.' diye konuştu.
"KADINLAR RİSK ALTINDA"
'Türkiye'de obezite görülme sıklığının erkeklerde yüzde 21.2, kadınlarda ise bu oranın yaklaşık 2 katı yüzde 41.5'idir.' diyen Fakılı, obezitenin oluşumunda birden fazla faktörün rol oynadığını Türkiye'de özellikle kadınların daha riskli bir durumda olduğunu kaydetti. Uzman Diyetisyen Fakılı, hastalığın ilerlememesi için acilen önlem alınması gerektiğini söyleyerek 'Ev dışında beslenmenin artması, porsiyon büyüklüğü, şekerle tatlandırılmış içeceklerin tüketimi, öğün aralarında atıştırma, ayaküstü beslenme, okullarda enerji yoğunluğu fazla olan atıştırmalıkların satışı, televizyon ve yazılı basında yer alan obezite riskini arttıran yiyeceklerin reklamların fazlalaşması, hareketsiz bir yaşam tarzının benimsenmesi, yetersiz ve düzensiz fiziksel aktivite, televizyon, bilgisayar başında uzun vakit geçirmeye bağlı enerji alımında artış ve enerji harcamasındaki azalma gibi daha sayabileceğimiz pek çok neden obezite riskini arttırmaktadır.' şeklinde konuştu.
"HER DİYET TEDAVİ EDİCİ DEĞİLDİR"
Şişmanlığın ve obezitenin önüne geçilebilmesi için en önemli adımın diyet tedavisi olduğunun altını çizen Fakılı, 'Obezite ve fazla kilolarla savaşan kişi kendi başına hareket etmemeli. İnternet sitelerinde veya medyada gördüğü her diyet kendisi için uygun bir reçete değildir. Nasıl ki herhangi bir hastalığımız olduğunda doktora başvurup reçete ile tedavimize başlıyorsak obezite tedavisinde de bir reçeteye yani iyi bir diyet listesine ihtiyaç vardır.' açıklamasında bulundu.
"SAHTE VAATLERE KANMAYIN"
Yeterli ve dengeli beslenmenin yanı sıra hareket etmenin de yaşam tarzı haline gelmesi gerektiğini söyleyen Fakılı, 'Her gün 10 bin adımı tamamlamalıyız ve haftada 150 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapmalıyız. Mucize diyet yoktur, her diyet kişiye özeldir. Şişmanlıkla mücadele 'gelin sizi 15 günde tığ gibi yapalım' merkezleriyle başarılabilecek bir iş değildir.' ifadelerini kullandı. Fakılı şu önerilerde bulundu: 'Günde en az 3 öğün düzenli yemek yenilmeli ve öğün atlanmamalıdır. Böylece bir sonraki öğünde alacağımız kalori miktarında artış olmasını önlemiş oluruz. Yemeklere eklenen yağ miktarı azaltılmalı ve et yemeklerine yağ ilave edilmemelidir. Türk toplumunun olmazsa olmazları arasında ekmek tüketimi sağlıklı bir beslenme için kepekli, çavdar ve tam tahıllı ekmeklerden tercih edilmeli. Meyve suyu yerine meyvenin kendisi tüketilmelidir. Böylece hem fazla kalori alınmasını önlemiş oluruz hem de meyvede bulunan posa sayesinde bağırsaklarımızın düzenli çalışmasını sağlarız. Kuru baklagillere diyette daha çok yer verilmeliyiz. Yemek tabağı küçük salata tabağı büyük tutulmalıdır.'
"KADINLAR RİSK ALTINDA"
'Türkiye'de obezite görülme sıklığının erkeklerde yüzde 21.2, kadınlarda ise bu oranın yaklaşık 2 katı yüzde 41.5'idir.' diyen Fakılı, obezitenin oluşumunda birden fazla faktörün rol oynadığını Türkiye'de özellikle kadınların daha riskli bir durumda olduğunu kaydetti. Uzman Diyetisyen Fakılı, hastalığın ilerlememesi için acilen önlem alınması gerektiğini söyleyerek 'Ev dışında beslenmenin artması, porsiyon büyüklüğü, şekerle tatlandırılmış içeceklerin tüketimi, öğün aralarında atıştırma, ayaküstü beslenme, okullarda enerji yoğunluğu fazla olan atıştırmalıkların satışı, televizyon ve yazılı basında yer alan obezite riskini arttıran yiyeceklerin reklamların fazlalaşması, hareketsiz bir yaşam tarzının benimsenmesi, yetersiz ve düzensiz fiziksel aktivite, televizyon, bilgisayar başında uzun vakit geçirmeye bağlı enerji alımında artış ve enerji harcamasındaki azalma gibi daha sayabileceğimiz pek çok neden obezite riskini arttırmaktadır.' şeklinde konuştu.
"HER DİYET TEDAVİ EDİCİ DEĞİLDİR"
Şişmanlığın ve obezitenin önüne geçilebilmesi için en önemli adımın diyet tedavisi olduğunun altını çizen Fakılı, 'Obezite ve fazla kilolarla savaşan kişi kendi başına hareket etmemeli. İnternet sitelerinde veya medyada gördüğü her diyet kendisi için uygun bir reçete değildir. Nasıl ki herhangi bir hastalığımız olduğunda doktora başvurup reçete ile tedavimize başlıyorsak obezite tedavisinde de bir reçeteye yani iyi bir diyet listesine ihtiyaç vardır.' açıklamasında bulundu.
"SAHTE VAATLERE KANMAYIN"
Yeterli ve dengeli beslenmenin yanı sıra hareket etmenin de yaşam tarzı haline gelmesi gerektiğini söyleyen Fakılı, 'Her gün 10 bin adımı tamamlamalıyız ve haftada 150 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapmalıyız. Mucize diyet yoktur, her diyet kişiye özeldir. Şişmanlıkla mücadele 'gelin sizi 15 günde tığ gibi yapalım' merkezleriyle başarılabilecek bir iş değildir.' ifadelerini kullandı. Fakılı şu önerilerde bulundu: 'Günde en az 3 öğün düzenli yemek yenilmeli ve öğün atlanmamalıdır. Böylece bir sonraki öğünde alacağımız kalori miktarında artış olmasını önlemiş oluruz. Yemeklere eklenen yağ miktarı azaltılmalı ve et yemeklerine yağ ilave edilmemelidir. Türk toplumunun olmazsa olmazları arasında ekmek tüketimi sağlıklı bir beslenme için kepekli, çavdar ve tam tahıllı ekmeklerden tercih edilmeli. Meyve suyu yerine meyvenin kendisi tüketilmelidir. Böylece hem fazla kalori alınmasını önlemiş oluruz hem de meyvede bulunan posa sayesinde bağırsaklarımızın düzenli çalışmasını sağlarız. Kuru baklagillere diyette daha çok yer verilmeliyiz. Yemek tabağı küçük salata tabağı büyük tutulmalıdır.'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder